5 Eylül 2010 Pazar

Günlük Yaşamda Düşüncelerimize Değer Vermek

Sevgili Okurlar,
Geçen yazımızda günlük yaşamda bedenimize verdiğimiz değerden söz etmiştik. Gün be gün, bedenimizle ilgili yapılabileceklerimizi sıralamıştık, örnekler vermiştik. Bu sefer, düşünce ile ilgili yapabileceklerimiz üzerinde duracağız.

Birincisi, insanın en çok zorlandığı şey düşünce akışını kontrol etmek ve durdurabilmektir. Düşünce akışını kontrol etmek derken negatif düşünce akışı yerine pozitif düşünceyi koyabilmekten söz ediyorum. Bu negatif düşünceyi yönetebilmek anlamına gelir. Peki bu nasıl olacak, onu konuşalım:
Öncelikle negatif bir düşünce içinde olduğunuzdan emin olmalısınız. Bunu yapabilmek öz farkındalık ve bilinç gerektirir.

Olumsuz düşünceyi fark ettikten sonra onun yerine pozitif versiyonunu koymalısınız. Bunu yapabilmek için yine farkındalık ve daha sonra da irade gerekiyor. Her düşüncenin pozitifte ve negatifte mutlaka bir versiyonu bulunmaktadır. Bu versiyonları tanımlayabildiğiniz noktada işin yarısı bitmiş demektir.

Çevirme işlemi sonrasında özellikle pozitif düşünce versiyonunu sürekli tekrarlamanız, kendinize bunu hatırlatmanız için gerekirse kağıt kalem kullanmanız gerekebilir. Daha sonra alıştığınızda kağıt kaleme gerek kalmaz.

Negatif düşünceyi durdurmak için ise:
Kesinlikle bunun negatif bir düşünce olduğunu fark etmek,
Fark ettikten sonra gerekirse sözel olarak “Dur! Bırak! İptal!” gibi ifadeler kullanabilir, bunu sessiz olarak da yapabilirsiniz. İşin başında sözel olarak yapmak alışkanlığın hızlanmasına neden olur.
Bugün çevremize ve dünyamıza baktığımızda her türlü problem, acımasız durumlar, yoksulluk, hastalık , suç oranları ve olumsuz her türlü olayın altında olumsuz düşünce biçimleri ve “durdurulamayan düşünceler” yatmaktadır. İç ve sonrasında dış dünya ancak “bir şey düşünülmediğinde” sakinleşebilir, huzur dolabilir.

Sevgili okurlar, düşünce konusunu çalışmak çok zordur çünkü doğduğumuz andan beri bize öğretilen hep “düşünmektir”. Geçmişi, geleceği hep düşünürüz. Geçmişin pişmanlığı, anıları, olumsuz durumları; geleceğin korku, hedef ve kaygıları her zaman düşünce şeklinde bize ıstırap verir.
Gün içinde kendinizi gözlemlediğinizde, olumsuz duygularınıza bakın, öncesinde mutlaka bir şey düşünmüş olduğunuzu görürsünüz. Bugün depresyon, anksiyete, kişilik problemleri..vs. nin temelinde düşünce kalıplarının değişmezliği ve yönetilememesi yatmaktadır.
Kendimize değer vermek, aynı zamanda düşünce akışımızı önce izleyebilmek, sonra fark etmek, sonrasında da yönetebilmektir.

Farkındalık ve Sevgiyle...

Dr. Duysal Aşkun Çelik

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder